Arama

14 Kasım 2020 Cumartesi

Enis Behiç KORYÜREK Hayatı, Edebi Kişiliği ve Eserleri

 

11 Mart 1891 yılında İstanbul Aksaray'da doğdu. Babası Doktor Yarbay İsmail Behiç Bey annesi Faika Hanım'dır. İlk öğrenimini  babası ve özel öğretmenlerden aldı. Daha sonra orta öğretimi için Selanik, Üsküp İdadileri'ne gitti ama İstanbul İdadisi'nde  tamamladı. 1913 yılında Mülkiye Mektebi'ni birincilik ile bitirdi. Bu yıl içerisinde Hariciye Nezareti'nde çalışmaya başladı. Bükreş ve Budapeşte'de konsolosluk yaptı. 
1919-1921 yılları arasında Milli Müdafaa için çalışarak Kurtuluş Savaşı'na destek verdi. Cumhuriyetin ilanından sonra edebiyat öğretmenliği yapmaya başladı. 1925 yılından sonra Edirne'den ayrıldı ve memuriyet hayatına Ankara'da devam etti. Fransızca, Rumca, Macarca, Bulgarca gibi dillerden çeviriler yaptı. 

1936 yılında Ekonomi Bakanlığı İş İdaresi Reisliği'ne tayin oldu. 1945 yılında emekli oldu. 1946 yılında Demokrat Parti'den milletvekili adayı oldu ancak seçilemedi. Seçimlerden sonra maddi sıkıntıları arttı ve iç dünyasında değişmeye başladı. Kendisni din ve tasavvuf  adamaya başlayan KORYÜREK, 1949 yılında tasavvufi içerikli bir kitap yayımladı. Yine 18 Ekim 1949 vefat etti. Cenazesi Cebeci Asri Mezarlığı'na defnedildi. 

Edebi Kişiliği

Şiir hayatına Mülkiye Mektebi yıllarında başlamıştır. İlk şiirlerini Servet-i Fünun etkisi altında aruz vezni ile yazmıştır.  “Ruhum Şiirlerimde Tecessüm Eder Benim” adında ilk şiirini 19 yaşındayken kaleme almıştır. Şehbal dergisinde yayımlanan şiirleriyle dikkat çekmiştir. Kısa bir süre Fecr-i Ati topluluğunda yer almıştır. “Vatan Mersiyesi” ile adını daha çok duyurmuştur.  Aruz vezni ile yazdığı bir diğer şiiri ise "Musiki Usûllerinin Aruza Tatbiki” vardır. 1927 yılında ilk kitabı olan "Miras"ı yayımlamıştır. 

Hece ve sade dil kullanmaya başladığı dönemlerde Beş Hececiler topluluğuna katılmıştır. Ayrıca şiirlerinde aşk ve bireysel konuların yanısıra milli konulara da yönelmiştir. Yiğitlik, kahramanlığı işlediği epik şiirleri mevcuttur. Son şiirlerinde ise daha çok dini-tasavvufi konuları işlemiştir. 

Eserleri

Şiir

  • Miras (1927)
  • Varidat-ı Süleyman (Din ve tasavvuf konularını işlemiştir. 1949)
  • Güneşin Ölümü (1952)

Şiir Örnekleri

Son Aşkıma

Ey benim gül demetim, ey bir çile ipeğim!
Seni çok seviyorum, daha çok seveceğim.

Sen benim kuraklıktan solan gönül bahçemde,
Sen benim şu yıldızsız kalan hulya gecemde
Bir son bahar değilsin, sonuncu bir baharsın;
Ufkumda fecri açan gül kanatlı rüzgarsın.

Şi'rimdeki heyecan bugün sendedir ancak,
Bu şi'rim bende artık son heyecan olacak,

Şu gönlüm bilsen, nasıl çırpınarak yoruldu.
Bir güzelden kurtuldu, bir güzele vuruldu.
Her birinde bir parça daha yorgun düşerek,
Kimine lanet edip kimiyle öpüşerek,
Nihayet, işte bugün hepsinden ayrılmışım;
O kadar bıkkınım ki, mazime darılmışım...

Sen ki bir çocuk kadar şakraksın, neşelisin;
Sen ki aşka gençlikle koşan güzel delisin;
Bana mahkum olduğun lahzalar var sanırım;
Busemle ürperdiğin o anları tanırım.

Ey cici kırlangıcım, benim ipek böceğim!
Yaklaş sana pek gizli bir şey söyleyeceğim:
Seni gittikçe fazla seviyorum yaramaz!
Bugün dünden daha çok ve yarından daha az..

Kıymetli tutuyorsun, değil mi, bu sevgimi?
Yalvarırım, beni hep titreyerek sev, e mi!
Bakışımdan korkarak, göğsüme sokularak,
Aşkın bütün şiirini her an bende bularak..
Yalvarırım, böyle sev! Bana karşı aciz ol!
Sevişmekte zalimlik, inan ki en fena yol..!
Artık mücadelesiz, gözyaşından müstağni
Bir sevgiye muhtacım, sen de böyle sev beni.
O ipekten göğsünde bırak başım dinlensin!
Bir çile ipeğim sen, gül demetim de sensin!
Sakın sanma bıkarım tatlı buselerinden...
Sevilmek ihtiyacı bende öyle derinden
Gelen bir iptila ki severim sevildikçe.
Esirinim, seninim olduğunu bildikçe.

Şairliğim seninle en bahtiyar, en mağrur
Anındayken düşün ki gençliğimin sonudur.
Bırak gönlüm kendini bu aşka hakim sansın!
Genç kadın, mahkum ol ki ona hakim olansın.

Atatürk

Ey sanki alev saçlı zafer küheylaniyle
Kurtardığın vatanda en yüce şehsüvarsın,
Bir şimşek çağlayanı haliyle Türk kanıyle
Aldığı şâna lâyık bir tarihde bir Sen varsın.
Erişmez vasfına hiçbir rebabın sesi
Sen yükseksin ilhamın yıldızlı göklerinden,
Dehâdan kanatlanan kılıcının şulesi
Ebediyette olmuş bir murassa kasiden,
Kızıl gökte parlayan Ay-yıldız'ın nurusun.
Sen en büyük milletin, Türklüğün gururusun
Bu yurdun timsalisin bugün bütün cihanda
Gözler, gönüller senin, senin şeref de şan da!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar